Nurettin Çelmeoğlu Yazdı ; Kitaba Bakmak Beş, Okuması On Kuruş!…

YAZI DÜKKANI
AKADEMİ YAZARLARI
NURETTİN ÇELMEOĞLU
KİTABA BAKMAK BEŞ
OKUMASI ON KURUŞ!

Çocukluğumuzda ders kitapları dışında fazla kaynağımız yoktu. Okulda dağıtılan dergi, rahmetli Hüseyin Kalaba’nın Okul Postası Gazetesi ve İş Bankası tarafından yayınlanan temiz baskılı, renkli, yararlı Kumbara Dergisi… Anımsayabildiklerim bunlar.

Evimize yerel gazete gelirdi. Babam eskiden Cumhuriyet okurmuş, sonradan Akşam ve Hürriyet almaya başladı fakat bu gazeteler benim yüzümden eve girmezdi. Girmezdi, çünkü bunlar Gönül Bayhan gibi, Neriman Köksal gibi, Özcan Tekgül gibi fettan kadın rolüyle ünlü kadınların mayolu falan fotoğraflarına yer veriyorlardı. Gözüm açılması, ahlakım bozulması böylece önlenmiş oluyordu. Daha sonraları ise sadece spor sayfası ile Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun senaryosu ve Suat Yalaz’ın resimleriyle canlandırılan KAAN’ı takip etme iznine sahip olabildim. KAAN, sonraları tipini değiştirmeden KARAOĞLAN oldu ama

Artık yazan-çizen sadece Suat Yalaz’dı. Merhum Yalaz, basında “Lokum Avratlar Üstadı” diye anılıyordu.

Ahlaklı yetişmem konusunu fazlaca abrtmış olan rahmetli babam, sövüp-saymamam için sokağı, edebimi koruyabilmem için de sinemayı yasaklamıştı. Okulda gösterilen eğiticiler ve Halkevi Sineması’ndaki okulla gittiğimiz İstiklal Savaşı dışında konulu filimleri ancak Ortaokul son sınıftayken izleme izni çıktı. O da, ayda bir kez…

Her nedense, okul idareleri ve aileler tarafından çocuklara yasaklanmış kitaplar vardı. İddia ediyorum, o dönemde biz çocuklar en çok ta bunları okurduk. Benim favorilerim Tom Miks ile Teksas’tı. Lise çağıma geldiğimde önce Ten Ten ve ardından, ileri yaşlarda bile zevkle izlediğim Red Kit öne geçti. Tom Miks’teki Kulver Kalesi, Albay’ın Kızı Suzi, Binbir Surat gibi yardımcı karakterler şöyle dursun, gencecik Yüzbaşı Tom Miks, akıllı atı Napolyon, can yoldaşları, Akıllı Doktor Sallaso ile sevimli Konyakçı adeta akraba sayılırdı. Teksas’taki Çelik Bilek ve her soruna karşı çare bulan Profesör Oklitus ile küçük Rodi de yakınlarımız arasındaydı. Yine İngilizlere karşı milliyetçilerin lideri olan Avukat da, adı Konelli gibi bir şeydi galiba, saygı duyduğumuz önemli biriydi. Ben daha o yıllarda bizim Kıbrıslı Rauf Denktaş’a benzetirdim. Sima olarak da çok benziyordu zaten.

Bana resim yapma hevesimi arttıran, daha iyi Türkçe konuşmama yardımcı olan, hatta genel kültürümü arttıran kitaplardı bunlar. Zaten

hepsinde de daima iyilik kazanır, kötülük kaybederdi. Buna rağmen yasaklanmıştı. Esas kahramanlar hem iyi döğüşür, hem de attığını vurabilirdi. Fakat daha önemlisi, olağanüstü dürüst, aşırı vatansever, ve inanılmaz denecek kadar vicdanlıydılar.

Yer yer bu kitapları sergileyip kiralayanlar olurdu. En büyüğü de, Erciyes Sinemasının karşı sokağındaydı. Eminim, hemen hepsinden yüzlercesini sergiler, onlarca çocuk da fırsatını buldukça gelir; evinde, okulunda yasak olan bu kitapları ücret karşılığında ağız tadıyla okurdu. O dönemlerde okumak 10, resmine bakmak 5 kuruştu. Benim gibi hızlı okuyabilenler “resmine bakmak ücreti” karşılığında okuyabiliyorduk. Daha önce de yazmıştım; çocukluk yıllarımızda ya bizler çok güçlüydük, ya da mikroplar pek zayıftı. Yerlere serilmiş, kim bilir kaç çocuğun sayfayı yaladığı parmakla çevirdiği o kitaplardan dolayı ne ben, ne de tanıdıklarım hastalanmadık. Bugün olsa, hastalık korkusuyla bırakın el vurmayı, yaklaşmaktan bile çekinirim.

Yeni sayısı merakla ve sabırsızlıkla beklenen bu kitapların gördüğü ilgi üzerine Kinova, Teks ve daha bir çok resimli roman kahramanları baş gösterdiyse de öncekile kadar tutulmadılar. Yanılıyor olabilirim; bahsettiğim resimli romanların gücünü yitirmesi, tıpkı sinema gibi, televizyonun evlere girmesinden sonra oldu.

#yazıdükkanıkültürsanateğitimyazıları
#nurettinçelmeoğluocakyazıları
#kitababakmakbeşokumakonkuruş

Share
Boyabat Gündemi hakkında 18287 makale
Boyabat Gündemi

2 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.