DİN TACİRLERİNE DİKKAT..!
Kur’an-ı Kerim: İslam dininin ve İslam inancının anayasası hükmündedir. Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v) veda haccı hutbesinde “size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarıldığınız müddetçe dalalete düşmezsiniz buyurarak bize islam dininin iki temel kaynağını göstermektedir.
Bu iki emanetten birincisi Allahın kelamı olan Kuranı kerim diğeri ise benim Sünnetim dir buyurmaktadır. Onun için kuranı kerim Müslümanların bir baş tacı kitabıdır. bu ilahi kitabı her Müslümanın okuyup öğrenmesi ve içindeki emir ve yasakları hayatında uygulaması gerekir.
Fakat ne hazindir ki hem ülkemizde hem de diğer islam ülkelerinde kendisinin Müslüman olduğunu söylediği halde inandığı dinin kutsal kitabından bihaber olan milyonlarca insanın var olduğunu görüyoruz ve biliyoruz. Bu biz müslümanlar açısından çok üzüntü verici ve çok düşündürücü bir tablodur.
İnandığı dinin kitabını okuyamayan ve anlayamayanlar kişiler kendilerine lazım olan dini bilgileri öğrenmek için ya bu konuda ihtisas yapmış bilgi sahibi olan özel ve tüzel kişilerden bilgi alıp onunla amel etmeye çalışırlar yada anlamı barış ve esenlik olan İslam dinini bir terör ve terörist dini gibi gösteren ve anlatan aşırı ve radikal kişi ve grupların veya her şeyin istismarcısı olduğu gibi dini inanç ve duyguların da istismarcıları olan, Bayramlar da mübarek gün ve gecelerde mezarlıkları ve türbeleri mesken edinen okunmuş hatim satan, okunmuş Yasin satan, okunmuş dua satan, Televizyon veya internet üzerinden dua okuyan seccade satan, zikir yapan tespih satan, her derde deva diye çeşit çeşit ot satan, Milletin vicdanına değil cüzdanına göz dikmiş olan “Din tacirliği yapan” kişi ve kuruluşların tuzağına düşerek birilerinin sömürüsü haline gelirler. Yani: inandığı gibi yaşamaya değil, yaşadığı gibi inanmaya başlarlar.
Oysa ki ..Ülkemizde insanları dini konularda aydınlatmaktan sorumlu olan Diyanet İşleri Başkanlığı kurumu vardır. Bu kurumun bir birimi olan Din işleri Yüksek Kurulunun verdiği fetvaya göre ,Kur’an-ı Kerim’in para karşılığında okunması ve okutulması, okunan Kur’an karşılığında para verilmesi dinen caiz değildir. Böyle bir okumadan dolayı sevap da yoktur (Mevsılî, el-İhtiyâr, II, 142, İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 76-77).
Bu sebeple bir kimsenin geçmişlerinin ruhuna bağışlamak üzere ücretle Kur’an-ı Kerim okutması, hatim indirtmesi yerine, bizzat kendisinin bildiği sûreleri ve duaları okuması doğru ve makbul olanıdır. Ancak: Kuran okuyanla hiç bir pazarlık yapılmadan ve hiç paradan söz edilmeden, Allah rızası için Kur’an okumuş veya hatim indirmiş olan bir kimseye hediye mahiyetinde bir miktar para veya başka bir şey verilesinde dinen bir sakınca yoktur.
Ancak: Eğer bir yörede okunan Kur’an-ı Kerim için para verilmesi örf ve adet hâline gelmiş ve her iki taraf da bu durumu biliyorsa, verilen para hediye değil ücret kabul edilir. Bu nedenle bu parayı almak helal olmaz.
Emekli İmam Hatip İlyas Çioğlu (12.05.2020)
Bir yanıt bırakın