İlyas Çiloğlu Yazdı ; İmtihan Dünyası-(2)…

İMTİHAN DÜNYASI-2-

Dünya bir imtihan dünyasıdır. insanlar bu dünyaya imtihan için gelmişlerdir. Bu husus yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin Mülk suresi 2. ayette “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” Buyurarak bizlere bildirilmektedir. Yine Ankebut Suresi 2. Ayeti kerimesinde “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «İman ettik» demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?” buyurularak sadece dil ile iman ettik demenin yeterli olmayacağı imanın gereği olarak bazı badirelerden geçeceğimizi göstermektedir.

Yine Ankebut Suresi 3.ayeti kerimesinde” Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir.”buyurularak şimdiye kadar dünyaya gelen ve bundan sonrada gelecek olan herkesin bu imtihana tabi tutulacaklarını bize haber vermektedir. Elbette ki Allah bu imtihanla kulları arasındaki takva derecelerini ölçecek ve insanlar ahirette hesap günü bu derecelerine göre muamele göreceklerdir.

Bu imtihan ve denenmeler farklı şekillerde olmaktadır.

1-Mal ve canla imtihan: Yüce Rabbimiz Bakara Sûresi 155. ayette şöyle buyurmuştur:” Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele”. Buyurarak Bazen korku ile bazen açlıkla,bazen mallar,canlar ve ürünlerden eksilterek bizleri imtihan edeceğini bildirmektedir .Bu da bize gösteriyor ki dünyada basışımıza gelen büyük küçük bütün iyilikler,güzellikler,musibetler,belelar hepsi bizim için bir sınavdır.

Tevbe suresi 85.aeti kerime dede şöyle buyurmaktadır. “Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla ancak, dünyada kendilerine azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor. “Bu ayette bize gösteriyor ki malların ve evlatların çokluğu bizi azdırmamalı çünkü, bazen mal ve evlatların çokluğu bizim hem dünyada hem de ahirette azap çekmemize vesile olabilir.

Allah-ü Teâlâ mal ve mülkte, makam ve mevkide, güzellik ve çirkinlikte, akıl ve zekada insanların bazılarını diğer bazılarından üstün kılmıştır. Gerçekten insanların kimi zengin, kimi fakir; kimi makam ve mevki sahibi, kimi değil; kimi güzel, kimi çirkin, kimi akıllı, kiminin aklı kıttır. Allah-ü Teâlâ bütün bunları insanları denemek için yapmıştır.

2-Dünya Nimetleriyle İmtihan: Kuranı kerimde Kehf Suresi 7.ayette şöyle buyurulmaktadır. “İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet(süs) yaptık”. Buyurarak yeryüzündeki her şeyin insanların hizmetine sunulması ve bunların bazılarının yasaklanması ve bazılarının da serbest bırakılması yine insanoğlu için bir sınavdır.

3-Cihadla İmtihan : Her şey bir imtihan vesilesi olduğu gibi, Cihadda da bir imtihan vardır. Nitekim Muhammed Sûresinin 31. âyetinde: “Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.” Buyrularak kimin itaatkar, kimin isyankar olduğu ortaya çıkacaktır.

Aynı surenin dördüncü âyetinde ise: “Allah dileseydi onlardan (düşmanlarınızdan) intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister.” buyrulur. Evet, Allah dileseydi İslam düşmanlarını yok eder, onlardan intikamı bizzat kendisi alırdı, Müslümanların onlarla savaşmalarına, can ve mal kaybına uğramalarına gerek kalmazdı. Fakat Yüce Allah, hikmeti gereği öyle dilememiş, savaşı meşru kılmıştır. Bundan amaç da insanları denemek, emre uyanlarla uymayanları ortaya çıkarmaktır.

4-Ölüm ve Hayatla İmtihan: Yüce Rabbimiz hayatı ve ölümü de bizim hangimizin daha güzel amel isleyeceğimizi denemek için yarattığını Mülk Suresi 2.ayette şöyle belirtmiştir: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” Dilediğini yaratır, dilediğini öldürür. Mutlak hükümranlık O’nun elindedir, O’nun hükmüne karsı koyacak hiçbir güç yoktur. Şu halde Allah’ın yarattığı hiçbir şey anlamsız, lüzumsuz değildir. Hayatın da ölümün de bir anlamı vardır.

Yüce Allah abesle iştigal etmez,Hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir; her ikisinin de anlamı ve yüce hikmeti vardır. Hayat çalışma, didinme ve gayret alanı, Ölüm ise bu gayret ve çalışmaların neticelerinin alınacağı ebedî âleme dönüş noktasıdır Güçlük,sıkıntı ve belalar herkes içindir, bunun istisnası yoktur.

Hatta insanlar içerisinde en çok sıkıntı ve belaya maruz kalanlar peygamberlerdir. Nitekim Sa’d (r.a.)’dan söyle rivayet edilmiştir: “- Yâ Rasulellah! insanlar içerisinde belaya en şiddetli maruz kalanlar hangileridir?” dedim. Rasûlüllah (s.a.s.): “Peygamberlerdir. Sonra sırasıyla [Allah katında] rütbece en üstün olanlardır.

Kul dindarlığının [kuvvetliliği ve zayıflığı] durumuna göre belaya uğrar. Bir kimse dininde ne kadar takva ise belası da o derecede şiddetli olur. Bela insanın yakasına o kadar yapışır ki üzerinde bir günah kalmadan yeryüzünde yürüyünceye kadar onu bırakmaz.” Tirmizî, Zııhd, 57; Ibn Mâce, Fiten, 23.

Emekli İmam Hatip İlyas Çiloğlu—(29.03.2020)

Share
Boyabat Gündemi hakkında 18297 makale
Boyabat Gündemi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.