İnsan yaratılış bakımından diğer canlılardan farklı olarak yaratılmıştır.
İnsan Ruhanî yönü ile Meleklere, cismani yönü ile de hayvanlara benzetmektedir.
İnsandaki din duygusu insanlık tarihi kadar eskidir, ilk insanın yaratılışı ile başlamış ve kıyamete kadar devan edecektir
Cenabı Allah insana diğer canlılarda olmayan akıl ve düşünme kabiliyeti vermiş ve bu melekeler sayesinde doğru ile yanlışı,iyi ile kötüyü,güzel ile çirkini ayıra bilme yeteneği vermiştir
İnsanın bu farklı yaratılışı aynı zamanda ona bazı sorumluluklarda yüklemiştir
Insan bu akıl ve düşünme kabiliyeti sayesinde kim olduğunu, nereden geldiğini,niçin geldiğini ve nereye gideceğini sorgulayıp bu soruların cevabını araştırıp bulmakla mükelleftir.
Insan bu dünyaya sadece yiyip içip gezmek ve zevki sefa içinde yaşamak için gönderilmemiştir. Insanın bu dünyaya gelişinin esas gayesi Allah’a kulluk görevini yerine getirmek ve bu yolda mücadele etmektir
Sonuçta insanda bir yaratıktır ve oda bir beşerdir . Beşer olduğu içinde her zaman hata yapmaya, günah işlemeye ve şirke düşmeye temayüllü ve müsaittir
Bunu bilen yüce yaratıcı kulunun hata ve kusurlarını bildirmek ve onlara doğru yolu göstermek için ilâhi kitaplar ve yine insanların içinden özel seçilmiş kişileri elçi ve Peygamber olarak görevlendirmiştir
İşte bu elçilerin ilki olan ilk insan ve ilk Peygamber HZ Adem (A.S) ile başlayan bu Tevhit mücadelesi Hz Muhammed(s.a.v)e kadar devam etmiştir .
Allah-u teala Kuranı kerimin Mâide süresi ..Ayet (3) bildirdiğine göre
اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ
“Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim” ayeti kerimesi ile son din olarak İSLÂM’I ,son kitap olarak KUR-AN I ve son Peygamber olarakta Hz MUHAMMED (S.a.v)i göndermiştir
İnsanlığın İslâm’dan önceki batıl,efsanevî ve seküler inanç ve davranışlarına “Câhiliye dönemi” veya “Câhiliye çağı” (asrü’l-câhiliyye), denmiştir
Câhiliye çağı deyince aklımıza ;okuma ve yazma bilmeyenlerin çağı gelmesin. Tam tersine yaşadıkları dönemlere göre “okur yazar oranlarının yüksek oldukları halde yaratanı tanımadıkları onu inkâr ettikleri ve ona isyan ettikleri için bu döneme cahiliye çağı ” denilmiştir
İslâmiyet ise her yönden aydınlanma ve bilgi çağıdır Câhiliye çağının zıddı ve karşıtıdır.
Devam edecek…
Bir yanıt bırakın