Araştırma:Hamdi Gökçen Foto:Ümit Can Gökçen
Hüma Hatun’un güzelli bütün Anadolu’da dillere destandı.
Bursa’da Muradiye Camisinin yanında,camiden çarşıya doğru yürürken, sağda, küçük şirin bir bahçede saklanmış Hatuniye türbesini bilmem göreniniz var mı? Orada dünyanın en güçlü, hem de en duygulu “insan” hükümdarlarından birinin sevgili eşi ve yine böyle, dünyanın en büyük en güçlü, en önemli hükümdarlarından birinin anası yatar.
Hatuniye türbesinde, Hatice Halime Hüma Hatun yatar. İkinci Murat’ın eşi ve Fatih Sultan Mehmet’in anası, İsfendiyar Bey oğlu İbrahim Bey’in kızı.
Sultan Murat o zaman 26 yaşında, Hüma kız 14’ündedir. Sultan, 
Candar Prensesinin güzelliğine onu görmeden vurulmuştur.
1432 yılının Recep ayının 28’inde, gününde…
Gün ağır ağır geceden sabaha dönerken Hüma Hatun bir oğlan çocuk doğurdu. Alametlerin müjdelediği işte bu doğandı.
Adını Mehmet koydular. Tarihler ve dünya, daha sonra ondan Fatih Sultan Mehmet diye söz edecekti. Genç kadın mutlu idi. Henüz 16 yaşındaydı.
Ak sütünü oğlunun ağzına, Türk töresine uyarak (Bismillahı Ya Şehit, Ya Gazi) diye sunarken kadın kısmına tanınan en yüce erdeme ve mutluluğa ulaşmıştı.
Yüzünü ve gönlünü oğluna dönse Koca Sultan Murat gibi bir seçilmiş ve erdemli erkekten uzak kalacak, yüzünü bu en sevdiği adama dönse oğlunu başkalarının eline koyacaktı. Bundan kurtuluş yoktu ve töre ona oğluyla birlikte onun şehzadelik şehrine gitmesini emrediyordu. Tarihler o yıllarda gelişen olayları uzun uzun yazar.
Murat’ın tahttan çekilmesi, çocuk Mehmet’in bir süre hükümdarlık etmesi vb.
Bütün bunların oluştuğu sırada Hüma hatunda kimse söz etmez. Tarihlerimiz bu büyük olay gelişip oluşurken sanki kadınlar hiç yaşamamış.
O çağların insanları Hüma Hatun’u 34 yaşına geldiği yıl, gözlerini sessiz ve şikayetsiz kapayıverdiği zaman fark ettiler ancak. Öldüğü zaman oğlu Sultan Mehmet 18 yaşındaydı. Türbesini oğlu yaptırdı. İstanbul’un fethine henüz 4 yıl vardı.
Yazar: Nezihe Araz. 4 Eylül 1975 Günaydın Gazetesi
Bir yanıt bırakın