Biraz sonra soracağım sorulara kendilerini din otoriteleri olarak görenlerin, devlet yönetimine gelmiş ve gelmek için çaba harcayanların cevap vermesini, istiyorum.
Bildiğiniz gibi 4 büyük kitap dediğimiz kutsal kitaplar aşağıdaki sıra ile Allah tarafından peygamberlere indirilmiş.
1.Tevrat-Hz. Musa (a.s)
2.Zebur-Hz.Davut (a.s)
3.İncil Hz. İsa (a.s)
4.Kuran-ı Kerim-Hz. Muhammed(a.s) a indirilmiştir.
İnsanları bir öğrenci gibi düşünelim.
Nasıl öğrencilerin sınavları var. Bu sınavları onlara ders veren öğretmenler yapıyor. İnsanların da sınavları vardır. Öğrencilerin; öğretmenleri ne ise insanların öğretmenleri de peygamberlerdir. Öğrencilerin ders kitapları ne ise insanların ders kitapları da kutsal kitaplardır.
Allah, insanları imtihan için mi yaratı, diye bir soru akla gelebilir. Öğrenciler okula sınav için mi gidiyor! Elbette hayır. Öğrenciler, öğretmene bir şeyler öğrenmek için gidiyor, öğrendikleri kadarı ile başarılı oluyorlar. Bu sınavlar onların başarılarının göstergesidir. İnsanlar da bu dünyaya bir şeyler öğrenmek için geliyorlar.
Şu koskoca evren boşuna yaratılmamıştır herhalde. Her tarafı hikmetlerle donatılmış, bugün insanlar dünya gezegeninden ayrılıp, Ay’a, Mars’a gitmek için çalışıyorlar. Bunun içinde kâinatı yaratanın gönderdiği kılavuz kitaplardan öğrendikleri ile bu başarıları elde ediyorlar.
Peygamberlere Allah’ın halifeleri de deniyor. Onlar Allah’ın kendilerine öğrettikleri ile toplulukları yönettiler. Birinin görevi bitti bir diğeri geldi. Şimdi sorumu soruyorum:
Hiçbir peygamber; kendisinden önce görevli peygamberin aleyhinde konuştu mu?
Hiçbir peygamber; kendisinden önceki peygamberlerin gösterdikleri yolun yanlış olduğunu söyledi mi?
Hiçbir peygamber; “benden öncekilerin cennetinden benim cennetim daha güzel, öncekilerin cehennemimden benim cehennemim daha serin dedi mi?
Peki, şimdi devlet yönetiminde bulunan kimseler de bir nevi peygamberlerin idareciliklerini kendilerine örnek almaları gerekmez mi?
Bir belediye başkanı neden kendisinden önceki belediye başkanlarının varsa yanlışlarını söyler de yaptığı iyilikleri hiç söylemez?
Neden bir bakan, bir başbakan veya cumhurbaşkanı kendinden önce görev yapmış kişilerden bahsederken hep yanlış yönlerini arar halkla paylaşır ve yaptıklarını ortadan kaldırmaya çalışır da iyi yaptıklarını konuşmaz?
Devlete devamlılık asıl değil midir?
Senden önceki bir hata yaptı ise; sen ondan ders alarak o hatayı yapmaman gerekir. Senden önceki iyi bir şey yaptı ise sen de o iyi işi devam ettirmen gerekir, elinden geliyorsa daha iyisini yapman gerekir.
Peygamberler, insanların rol modeli olmuşlardır. Herkes onları iyi tanımalı ve kendilerine rehber kabul etmelidir.
Peygamberler, aynı zamanda idarecilerdi. İdareci durumuna gelenler daha çok onları kendilerine rehber edinmeli. Kişinin yaptığı hata sadece kendisini ve ailesini etkileyebilir ama yöneticilerin yaptığı hata bütün toplumu etkiler.
Bilhassa bizim ülkemizde nüfusunun %99’u Müslüman olan ülkede idarecilerimiz daha çok peygamberler gibi davranmak zorundadırlar. Onların hoşgörüsünü, onların halkı arasındaki eşitlik çizgisini, onların adaletini örnek almalılardır. Seçim meydanlarında bahsettikleri Hz Ömer adaletini makama geçtikten sonra unutmamalıdırlar.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.