Eski Sinop Valisi şimdi Merkez Valisi olan Dr. Yasemin Özata Çetinkaya bir Basın 
açıklamasında bulundu. Dr. Çetinkaya yaptığı açıklamada,”
15 Temmuz gecesi Ülkemize yönelik olarak gerçekleştirilen hain darbe teşebbüsünün hemen ardından eşim ve şahsıma yönelik kişisel kin ve husumetten kaynaklı olarak yapılan, tam anlamıyla iftira niteliğindeki bir takım suç isnatlarıyla, tamamen haksız ve hukuksuz şekilde suçlandık ve ailece çok büyük mağduriyetler yaşadık.
Ancak en başından beri ifade ettiğimiz gibi bizler bu süreçte başımıza gelenleri Ülkemizin yaşadığı bu sıkıntılı sürecin atlatılması çerçevesinde payımıza düşen sıkıntı olarak görüp, Ülkemizin düze çıkması ile birlikte bizlerin de düze çıkacağına sonuna kadar itimat ettik.
15 Temmuz sonrası yaşanan kaos ortamını fırsat bilerek tamamen asılsız suç isnadlarıyla bize yönelik suçlamalarda bulunan ve tutuklanmamıza sebep olan, ardından yine tamamen uydurma bir şekilde oluşturulan bazı gazete haberleri – televizyon yayınları ile devam ettirilen karalama kampanyası ile yaratılan kamuoyu sayesinde bu tutuklamayı haklı göstermeye ve bir temele oturtmaya çalışan bu şer odaklarının tüm çaba ve gayretlerine rağmen 105 gün süren tutukluluğun ardından şahsıma yöneltilen ithamların tamamen asılsız olduğu ortaya çıkmıştır. Şu anda eşimle ilgili durum da tamamen açıklığa kavuşmuş ve onunda aramıza katılacağı günler çok yakındır.
Tutuklu bulunduğum süre içerisinde tamamen asılsız haber ve yayınlarla şahsım ve eşim aleyhine oluşturmaya çalıştıkları kamuoyunu tahliyemle birlikte kaybetmişler, ama bunun üzerine boş durmayıp, sırf bu kamuoyunu yeniden oluşturma çabası ile tahliye kararımla ilgili gerek şahsımı gerekse bu kararı veren adli mercileri çok büyük töhmet altında bırakacak şekilde benim itirafçı olarak çıktığım şeklinde bile iğrenç iftiralarını, kulaktan kulağa yaymışlardır.
Tutuklu bulunduğum süre içerisinde gerek eşim gerekse şahsımla ilgili bu şekilde asılsız haber ve yayın yapan herkese karşı gerekli kanuni yollara başvurmamız nedeni ile yeni davaları göze alamadıkları için bu iftiralarını herhangi biri çıkıp biryerlerde dillendirmek yada yazmak yerine fısıltı gazetesini kullanarak yaymayı tercih etmişlerdir. Bu yalanları ortaya atan ve bunları dillendiren herkes şahsımızca malum olup onlar zaten bunların ne kadar büyük bir yalan olduğunu kendileri de bildiği için onlara karşı söylenebilecek bir sözüm yoktur.
40 yıllık ömrümde, 20 yıllık devlet hizmetimde, 18 yıldır bir askerle devam eden evlilik hayatımda bu yapının tamamen karşısında birisi olarak Ülkemizin başına bela olan bu yapının sebep olduğu acıları, hasarları, Ülkemize ve Devletimize verdiği zararları çok iyi bilen birisi olarak bu beladan temelli kurtulmak üzere başlatılan topyekün mücadelenin de ne kadar zorlu olduğunu, bu sürecin ne kadar hassas ve dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini en iyi bilen kişilerdenim.
20 yıldır Ülkemizin çok değişik bölgelerinde yürüttüğüm mülki idare amirliği mesleğim sırasında aldığım devlet terbiyesi gereğince; Ülkemizin ve Devletimizin çıkarları söz konusu olduğunda bizlerin kişisel çıkarlarının, Ülkemizin ve Devletimizin istikbali söz konusu olduğunda bizlerin kişisel ikballerinin hiçbir anlamı ve değeri yoktur. Bu bağlamda bu süreçte yaşadıklarımızla ilgili gerek şahsımın gerekse eşimin adli merciler nezdinde yaptığı suç duyuruları ve idari merciler nezdinde yaptığımız başvurularımız dışında haklılığımızı ortaya koymak ya da karşı tarafın haksızlığını kanıtlamak anlamında herhangi bir çabamız ya da girişimimiz olmamıştır. Ülkemizin FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili yürüttüğü mücadele süreci kapsamında bizim bu başvurularımız da birer birer sonuçlanacak, bize bu iftirayı atanların gerçek yüzleri, FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili gerçeklerle birlikte ortaya çıkacaktır diyerek sabredip bekledik.
İşte bugün gündeme düşen bir haber bu konuda ne kadar da haklı olduğumuzu gösterdi. bu günkü köşesinde 10 gün önce 81 ilde düzenlenen mahrem imamlar operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve bylock kullandığı iddiası ile
Y.U’un tutuklandığını yazdı. Ben tutuklandıktan 5 gün sonra 28 temmuz 2016 tarihinde aynı bu kişiyi kaynak göstererek 15 temmuz hain darbe girişimini önceden bildiğim ve DSİ’de yer hazırlattığımı haber yapmış ve beni fetöcü ilan etmiş, dönemin valisi Kemal CİRİT’e bu kişiyi dinlemesini tavsiye edecek kadar bu kişiye güvenmişti. İşte şimdi gerçek fetöcüler ve bu fetöcülere itimat ederek haber yapanlar ve yaptığım şikayet üzerine adliyeye giderek bu haberi gerçeklerin ortaya çıkması konusunda adalete yardımcı olmak için yaptığını söyleyecek kadar ileri gidenler ve aslında yaptığı haberlerle adaleti nasıl yanılttığı ve kimlere hizmet ettiği konusunda suçüstü yakalanmıştır.
Bu olaylar başımıza geldiğinden beri her fırsatta ifade ediyorum ki 20 yıldan fazla süredir yürüttüğüm mülki idare amirliği mesleğim sırasında, gerek resmi gerekse özel yaşamımızda çok güzel günler yaşadık. Şimdi ise Ülkemizin ve Devletimizin bu sıkıntılı günlerinde bizim de payımıza bu sıkıntı düştü diyerek hiç gocunmadan bu süreci de yine Ülkemiz ve Devletimizle birlikte atlatmaya çalışıyor, öncelikle Ülkemiz ve Devletimizin sonrasında bizlerin biran önce bu sıkıntıları tamamen arkamızda bırakarak yolumuza devam edebilmemiz konusunda sabredip dua ediyor, bunun ötesinde herhangi bir girişime tevessül etmiyoruz.
Ancak bir buçuk yıl boyunca hizmet ettiğim ve hizmet etmekten büyük mutluluk duyduğum, bu hizmetimin karşılığında en büyük kazancımın samimi dostlukları olduğunu düşündüğüm çok değerli Sinoplu hemşehrilerimin bizlerin bu tevekkülünden habersiz bir şekilde bu rezil ve alçak söylentilere tevessül etmemeleri, bizlerin bu konuda Allahı vekil kıldığımızı, günü gelince RABBİM’izin bugün ve Y.U’a verdiği cevap gibi herkese cevabını vereceğini, Ülkemiz ve bizlerin bu beladan tümüyle kurtulacağı güne kadar aynen bizlerin yaptığı gibi sabredip dua ederek beklemeleri, bizlere inanmaktan ve ilah-i adalete güvenmekten vazgeçmemeleri ricasıyla bu açıklamayı yapmayı bir borç biliyor,
Herkese selam ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. “dedi.
Kaynak ; Haber57-Sinop
Bir yanıt bırakın